ESAD güçlerinin askeri ablukası altında bulunan Duma ilçesinde geçtiğimiz cumartesi günü küçük çocuklar dâhil sivillere karşı zehirli gaz kullanıldı. Ölü sayısı 80 civarında, gazdan etkilenenler 200’e yakın.
Batılılara göre zehirli gazı kullanan Esad rejimidir.
Cumhurbaşkanı Erdoğan hemen ertesi günü “Doğu Guta’da maalesef çocuklar şehit edildi. Ey Batı neredesin? Hani Batı sesin çıkmıyor ama biz Afrin’de teröristleri öldürünce sesin çıkıyordu” diye tepki gösterdi.
KİM YAPTI?
Evvela bölge Esad’ın ablukası altında. Şubat ayında da Esad rejimi Doğu Guta’da sivilleri bombalamış, ABD’nin Doğu Guta’da ateşkes girişimini Rusya veto ederek Suriye geneli için ateşkese dönüştürmüş ve kâğıt üzerinde bırakmıştı. (22 Şubat)
Son zehirli gaz kullanımından bir gün önce Esad güçleri Duma’yı bombardıman etmişti.
Üstelik bu Esad’ın ilk marifeti de değil.
Macron’un “Rusya’nın izni olmadan Suriye’de hiçbir uçak uçamaz” dediğini de unutmamak gerekir.
Rusya ise “Zehirli gaz kullanılmadı” diyor!
Öte yandan, Amerika bir süre sonra çekileceğini açıklamışken, Esad Amerika’nın kalış süresini uzatacak, kendisini de daha bir suçlu durumuna düşürecek bu eylemi niye yapsın?
Bazı örgütler yapmış olamaz mı?
Ancak sahadaki bulgulara dayalı tarafsız bir teknik raporla gerçeği anlayabileceğiz.
BATI’NIN TAVRI!
Batı büyük tepki gösteriyor. ABD, Fransa ve İngiltere, Güvenlik Konseyi’nde Suriye’yi protesto ettiler. ABD muhtemelen Esad’ın bazı askeri tesislerini vuracak.
Rusya ve İran ise Esad’ı kayıtsız şartsız destekliyor.
Bu tabloda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın pazar günü “Ey Batı neredesin?” diyerek konuşması birkaç açıdan yorumlanabilir:
- Erdoğan son yıllarda zaten Batı ile ihtilaf halinde, Batı’yı sürekli eleştiriyor. Türkiye’nin meşru Afrin harekâtına Batı’nın itirazları elbette Türkiye’de haklı tepkilere yol açıyor.
- Türkiye Afrin harekâtını Rusya hava sahasını açtığı için yürütüyor. Türkiye Suriye meselesinde Rusya ve İran’la işbirliği yapıyor, bunun çözülmesi harekâta zarar verir.
İNSAN HAKLARI
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu olayda “Ey Batı!” diye konuşmasındaki diğer bir sebep de ‘insan hakları’ kavramında Batı’nın daha iddialı olmasıdır.
Dünyanın bir yerinde insani bir facia olduğunda hiç Rusya, Çin ya da Ortadoğu ülkelerinden hassasiyet bekleniyor mu? Kendi vatandaşlarının hak ve özgürlüklerine aldırmayan otoriter rejimler, dışarıdaki insani facialara sadece stratejik çıkar gözlüğüyle bakıyorlar.
Rusya’nın Suriye’deki davranışı, bunun en açık örneğidir.
Elbette Avrupa ve bilhassa Amerika da çıkarlarını düşünüyorlar ama Batı’da en azından sivil toplum düzeyinde insan hakları duyarlılığı mevcuttur.
Gazze ve Kudüs sorunlarında Avrupa Türkiye’ye Suudlardan daha yakındır.
Bir ‘Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ var, mesela Şangay Beşlisi’nin böyle bir organı yok.
Şunu da unutmamak lazım: Türkiye, Suriye’de Rusya ve İran’la el ele fotoğraf verse de Moskova ve Tahran’ın Suriye’deki asıl müttefikleri Esad’dır. İşte Türkiye’ye “İşin bitince Afrin’i Esad’a bırak” diyorlar.
Türkiye Batı’nın haksız tavırlarına tepki gösterirken, Rusya ve İran bağımlılığına sürüklenmemeye çok dikkat etmelidir. Türkiye için doğru siyaset, tarihimizin de gösterdiği gibi Batı ile ‘müttefik’, Rusya ve İran’la ‘dost’ olmaktır
0 Yorumlar